BARTIN ÜNİVERSİTESİ

image/svg+xml
image/svg+xml

Bartin Üniversitesinde “Ermeni Meselesi” Konusuldu

Yayın Tarihi : 17/04/2013

Bartin Üniversitesi Tarih Kulübü tarafindan “Ermeni Meselesi” konulu bir konferans düzenlendi. Konferansta konusan Sakarya Üniversitesi Ögretim Üyesi Prof. Dr. Haluk Selvi, “Bizans Imparatorlugu döneminde, bazi zengin Ermeni aileler Istanbul’a yerlestirilmistir. Fatih Sultan Mehmet, Istanbul’u fethettiginde sehirde hiçbir etnik ayrim yapmamis; herkesin özgürce yasamasini saglamistir. Bütün gayrimüslim gruplar gibi Ermenilerin de Osmanli Devletindeki haklari bir anayasa ile güvence altina alinmistir.” dedi.

Ermeni diasporasinin olusmasinda en önemli unsur, misyoner okullaridir

Avrupa ve Amerika’da Ermeni diasporasinin olusmasinda en önemli unsurun misyoner okullari oldugunu söyleyen Prof. Dr. Haluk Selvi, “Ermeni sorunu dedigimizde özellikle üzerinde durmamiz gereken konu misyoner okullaridir. Tehcire kadar giden süreçte bunlarin etkisini göz ardi edemeyiz. ABD’de ilk defa 1810 yilinda doguya ait bir misyonerlik merkezi kurulmustur. Amaçlari Müslümanlari Protestan yapmak, hatta Katolik, Ortodoks ve Gregoryenleri de Protestan yapmaktir. Ingiltere’yle beraber 1840 yilinda Izmit’e misyoner göndermislerdir. Amerikan misyonerler gelmis, bu bölgede arastirmalar yapmistir. Misyonerler Adapazari’na geldiklerinde buradaki Gregoryen Ermeniler, bu kâfirleri taslamaliyiz diyerek misyonerleri taslayarak kovaliyorlar. Ama ABD bu isten vazgeçmiyor. Bunlarin arasinda ancak egitimle, okullarla varlik gösterebiliriz, diyorlar ve Incil’i Ermenice yayimliyorlar. Sonra Bahçecik’te, Istanbul’da okullar açarak bu ise basliyorlar. Otuz yil sonra Amerikalilar, Dogu Anadolu Bölgesi de dâhil olmak üzere Anadolu’nun en modern egitimini veren dokuz koleje sahiptiler. Bu okullarla birlikte Amerikalilarin, Osmanli topraklarinda kres, hastane, yetimhane gibi dört yüz müessesesi bulunuyordu. Esas merkezleri Beyrut, Sam ve Diyarbakir’di.” dedi.

Ermenilerin bugün soykirim günü olarak andiklari 24 Nisan’dan bahseden Selvi, “Istanbul’da Ittihat ve Terakki’nin yöneticileri Talat, Enver ve Cemal Pasalar, Ermenilerin ileri gelenlerini çagirarak ‘Bu emellerinizden vazgeçin. Ya Tasnak Cemiyeti subelerinizi uyarirsiniz ya da biz gerekli tedbirleri aliriz.’ demistir. Uyarilarin dikkate alinmadigini gören Ittihat ve Terakki yöneticileri yani Osmanli Hükümeti, ayni gün Istanbul’daki 234 Ermeni ileri gelenini tutuklama karari almistir. Bunlari tutuklayarak Anadolu’nun farkli sehirlerine göndermistir. Iste Ermenilerin soykirim dedikleri sey budur.” diye konustu.

Bu nasil bir soykirimdir?

“Tehcir sirasinda, Dâhiliye Naziri Talat Bey, bu tehcirin amacinin kesinlikle Ermenileri imha etmek ya da cezalandirmak olmadigini, onlari savas sahasi disina tasimak ve zararsiz hale getirmek oldugunu bütün vilayetlere gönderdigi telgraflarla defalarca bildirmistir.” diyen Prof. Dr. Haluk Selvi, sözlerine söyle devam etti: “Bu telgraflarda Ermenilere taarruz edenlerin ve kötü muamelede bulunanlarin yakalanip cezalandirilacagini, Ermenilerin mallari ile ilgili kötü muamelede bulunan vali ve mutasarriflarin da cezalandirilacagini bildiriyor. Savas sirasinda, 1915 ve 1916 yargilamalarinda otuzdan fazla Osmanli askeri ve idarecisi Ermenilere kötü davrandiklari için idam ediliyor. Bu nasil bir soykirimdir? Soykirim denilen sey, kasitli ve bilinçli olarak bir milletin ya da herhangi bir grubun ortadan kaldirilmasini hedefleyen göçürme, katliam, iskence ve kötü muameledir. Peki, bunun neresinde, bir milleti yok etmek, cezalandirmak var?” diye konustu.

Soykirimi iddia eden profesörlerin ceplerine hangi çeklerin konuldugunu tahmin edemezsiniz

Türklerin Ermenileri soykirima ugrattigi ile ilgili hiçbir belge olmadigini belirten Selvi, “Bunu iddia eden birçok profesörün, büyük üniversitelerin büyük hocalarinin ceplerine hangi çeklerin konuldugunu tahmin bile edemezsiniz. Çünkü bu mesele, müthis bir fabrika. Bugün yalnizca ABD’de bu soykirimi tanitmak için çalisan 254 cemiyet var.” dedi.

Konferansta konusan Tarih Kulübü Ögrenci Baskani Osman Murat Yurdakul, “Ermeni Meselesi baslikli konferansimizin amaci, ne Ermeni ve Türk toplumlarini kutsamak ne de günah keçisi haline getirmektir. Öyle ki bugünü, tarihi degerlendirmeden anlayamayacagimiz gibi, tarihi de o günün perspektifinden degerlendirmemiz esyanin tabiati geregidir.” dedi.