BARTIN ÜNİVERSİTESİ

image/svg+xml
image/svg+xml

15 Temmuz direnişi anlatılarak, demokrasi şehitleri anıldı

Yayın Tarihi : 16/07/2019
Bartın Valiliği ve Üniversitemiz tarafından gerçekleştirilen panelde, Osmanlı’dan günümüze darbeler ve demokrasi mücadeleleri anlatılarak, 15 Temmuz demokrasi şehitleri anıldı. 

Bartın Valiliği ve Üniversitemiz tarafından düzenlenen “15 Temmuz Direnişi” adlı panel, Bartın Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan etkinliğin açılış konuşmasını yapan Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. Orhan Uzun, 15 Temmuz 2016 gecesinde millet olarak destansı bir mücadele verildiğini söyledi.

Rektör Uzun, 15 Temmuz demokrasi şehitleri başta olmak üzere tüm şehitleri anarak başladığı konuşmasında, “Bundan 3 yıl önce bu topraklarda, tarihe bir kahramanlık destanı olarak yazılan şanlı bir istiklal mücadelesi daha verildi. Güzel ülkemiz 15 Temmuz gecesi gizli ve sinsi bir biçimde devlet içinde ve toplumda örgütlenen Fetullahçı Terör Örgütü’nün kanlı darbe girişimiyle bir facianın eşiğinden döndü. Milletimiz, Milli Şairimiz Mehmet Akif’in dediği gibi sinsi bir şekilde düzenlenen bu hayasızca akına göğsünü siper etti. ‘Ya istiklal, ya ölüm’ kararını yüreğinde veren bu aziz millet, istiklalinin de istikbalinin de yeniden kazanmış oldu.” dedi.

“Bugün ülkemiz 15 Temmuz 2016’dan daha güçlü”
Türkiye’nin bir ve beraber olarak büyük bir zafer kazandığını da hatırlatan Rektör Uzun, “Cumhurbaşkanımız, başkomutanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısıyla vatandaşlarımız meydanları, havalimanlarını doldurdu ve kararlılığıyla ertesi gün bizi yeniden aydınlığa taşıdı. Hamd olsun ki bugün ülkemiz 15 Temmuz 2016’dan daha güçlü. Hamd olsun ki ülkemiz bugün geleceğe dair hedefler koyabilen; 2053 ve 2071 vizyonlarına doğru kararlılıkla yürüyen bir ülke konumundadır. Hedeflerimizi gerçekleştirmek, hain terör örgütlerine fırsat vermemek için gece demeden, gündüz demeden çalışmalı, gelişme, kalkınma yolunda ilerleyerek yeni mesafeler almalıyız.” diye konuştu.

“Birlik ve beraberliğimizin daim olsun”
Rektör Uzun, ülke olarak geleceğe kararlı adımlarla yürüdüğümüzü de vurgulayarak “Milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un ‘Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın!’ duasının daim olmasını diliyorum. Bunun için birlik ve beraberliğimizin daim olmasını temenni ediyorum.  Aramıza fitne sokmak isteyenlere asla fırsat vermeden; savaşa değil barışa, çatışmaya değil dostluğa ve nefrete yerine kardeşliğe inanmaya devam etmemiz gerektiğine inanıyor ve bu anlayışın ülkemizde var olmasından dolayı büyük mutluluk duyuyorum. Başta 15 Temmuz şehitlerimiz olmak üzere bütün şehitlerimizi rahmet, minnet ve şükranla anıyorum. Gazilerimizden ebediyete irtihal edenlere Allah’tan mağfiret, hayatta olanlara acil şifalar temenni ediyorum.” şeklinde konuştu.

Şehit Mustafa Yaman unutulmadı
Rektör Uzun, konuşmasında 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Gölbaşı Özel Harekat Daire Başkanlığına yapılan saldırıda, şehit edilen Şehitler Cami İmam Hatibi Mustafa Yaman’dan da bahseden Rektör Uzun, panele katılmak üzere gelen Şehit Mustafa Yaman’ın ailesine teşekkür etti.

“15 Temmuz Direnişi” anlatıldı
Açılış konuşmasının ardından geçilen “15 Temmuz Direnişi” adlı panelin başkanlığını SERVER Vakfı Başkanı ve 22. Dönem Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Ali Bulut yaptı. Bulut, “Türkiye’de bugüne kadar darbe yapan askerler ve askerlere bu suçu teşvik ettiren kişiler yargıda hesap vermediler. Fakat 12 Eylül’den aşırı vesayetçi uygulamalarla toplumun bütün kesimlerinden gelen eleştirilerle büyük bir prestij kaybına uğradılar. Artık toplumun büyük bir kesiminde darbelerin zararlı olduğuna dair kesin bir kanaat oluşmuştur. Bunun yanında Türkiye’de artık askeri bir rejimin olamayacağı da vurgulandı. Fakat darbeciler ellerine geçirdikleri her fırsatı değerlendirerek seçimle gelen hükümetlere müdahale etmek istediler. Gücünü silahtan alan askerler deyim yerindeyse gücünü halktan alan iktidarları taciz ettiler. 12 Eylül darbesinin izleri hala devam ederken, darbe ürünü olan 1982 anayasasının değişmesiyle ilgili bir fikir birliği olmuşken bile bir direnişle karşılaşıldı. 1982 anayasasının yürürlükte olduğu dönemde askerler anayasal işleyişe defalarca müdahale etmişlerdir. Bu müdahalelerin bir kısmı önceden haberdar olunarak etkisiz hale getirilirken, bir kısmı ise uyarılar şekilde yapıldı. Bunlardan biri 28 Şubat 1997’de seçimle gelen hükümetin iltimasıyla sonuçlanırken; diğeri 15 Temmuz darbe girişimi ise milletimizin direnişi ile bastırıldı.” dedi.

“15 Temmuz, yakın tarihimizdeki en sinsi darbe teşebbüsüdür”
Ardından “15 Temmuz’a Giden Süreçte Türkiye’nin Demokrasi Tecrübeleri” adlı konuşmasını yapan Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Stratejik Araştırmalar Enstitüsü (ULİSA) Müdürü Prof. Dr. Mustafa Sıtkı Bilgin, "Türkiye, yakın tarihinde gördüğü en adi ve en sinsi darbe teşebbüsünü atlatmıştır. Bunu halk, hükümetine ve demokrasisine sahip çıkarak yapmıştır.” diye konuştu.
Ülkede bir daha böyle bir olayla karşılaşılmaması için 15 Temmuz darbe girişiminin siyasi, sosyal ve ekonomik yönleriyle pek çok açıdan ele alınması gerektiğini vurgulayan Bilgin, "Türkiye, yakın tarihinde gördüğü en adi ve en sinsi darbe teşebbüsünü atlatmıştır. Bunu halk, hükümetine ve demokrasisine sahip çıkarak yapmıştır." ifadelerini kullandı.

15 Temmuz darbe girişimin, diğer darbe teşebbüsleriyle bariz farkları olduğuna işaret eden Bilgin, şöyle konuştu:

“Bu farklardan birincisi, darbenin ordunun içinden değil, dışarıdan planlanması ve kurgulanmasıdır. İkincisi, 15 Temmuz'un amacı sadece kurulu düzen ile siyasal rejimi değiştirmek değil, toplumun sosyolojik yapısını belli ideolojik kalıplara dönüştürülmesidir. Başta insanüstü vasıfları olduğuna inanılan bir lider etrafında onun her dediğinin doğru olduğuna inanan robot bir kült toplum oluşturulması amaçlanmıştır. Üçüncü fark ise sadece devlet yapılarına, devletin kurumlarına saldırılmamış, sivil halka da saldırılarak 251 sivil şehit edilmiştir. Dördüncü fark ise yıllarca kendilerini siyasetle ilgili olmayan, eğitimci bir sosyal toplum örgütü olarak tanıtan bir yapının nasıl bir gizli yapılanmayla terörün tüm amaçlarını kullanarak, tankla, uçakla sivil halka saldırmak suretiyle şiddet kullandığını görüyoruz.”

“Türk Milleti en büyük teşekkürü hak ediyor”
İstanbul Medeniyet Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Alim Yılmaz ise “15 Temmuz Direnişi” başlıklı bir konuşma yaptı.

Yılmaz, “15 Temmuz darbe girişiminin de 27 Mayıs'ı kopyalayan bir harekettir düşünüyorum. 27 Mayıs'ta sivil siyaseti temsil eden en yüksek makam olan başbakan idam edildi. 27 Mayıs askeri darbesi, sivil siyaseti tasfiye etme çabasıdır.” değerlendirmelerinde bulundu.

Darbe girişimi sürecinin aslında 17-25 Aralık ve Gezi olaylarıyla başladığını aktaran Yılmaz, “Meşru muhalefetin de geliştirmiş olduğu söylem üzerinden seçilmiş hükümete karşı bir yıpratma kampanyası gerçekleştirildi. Özellikle Gezi olaylarından sonra diktatörlük söylemleri ve yolsuzluk iddialarıyla darbeye giden taşlar döşendi.” diye konuştu.

Panel; Bartın Valisi Sinan Güner ile Rektör Uzun’un konuşmacılara hediyelerinin ve teşekkür belgelerinin vermesiyle son buldu.

Etkinlik sonunda, Üniversitemiz Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanlığı tarafından ‘15 Temmuz’ ile ilgili yayımlanmış 93 kitabın yer aldığı bir sergi de açıldı. Sergi ziyaretçiler tarafından yoğun ilgi gördü.
 

SON Haberler

  • BARÜ, kalite süreçlerini “Kurumsal Akreditasyon” ile taçlandırdı

  • BARÜ’de yapay zekâ ile eğitimin geleceği konuşuldu

  • BARÜ, akreditasyon süreçlerinde kalitesini bir kez daha tescilledi

  • Rektör Uzun, 23 Nisan’da koltuğunu çocuklara devretti

  • BARÜ’nün markalaşma sürecindeki temel unsurları TÜRK-PATENT tarafından tescillendi

  • Rektör Uzun, TRT EBA “Hedefe Doğru” programına konuk oldu

  • BARÜ’de tarihsel süreçleriyle ‘1915 Olayları’ anlatıldı

  • BARÜ’nün paydaşı olduğu projeyle tarihin dijital olarak aydınlatılması hedefleniyor

  • BARÜ ‘Psiko-Fest’ yüzlerce kişiyi bir araya getirdi

  • Rektör Uzun, Batı Karadeniz Üniversiteler Birliği toplantısına katıldı